Duyguların ve düşüncelerin kelimelere dökülmediği durumlarda bunu çok açık olarak hissederiz. Böyle anlarda bir bakışın, savunucu bir mimiğin binlerce kelimeden daha çok anlam taşıdığı görülür. İnsan davranışları; kelimelerden çok daha kolay anlaşılma özelliğine sahiptir. Bu bakımdan bedenin bir bütün olarak kullanılması önem arz etmektedir. İnsanın kendini dış dünyaya karşı koyuş biçiminin temelini "bedenini kullanma biçimi" oluşturur. İnsanların başka hiç bir özelliğine bakılmaksızın, sadece göğüs bölgesine, iki omuzu arasındaki mesafeye bakarak kişilik yapısı ve içinde bulunduğu duygu ve düşünce durumu konusunda bilgi sahibi olmak mümkündür.
Peki bu denli önemli olan sözsüz iletişimin (beden dilinin) özellikleri nelerdir? Bu özellikleri;
- İletişimsizliği olanaksız kılma,
- Duygu ve coşkuları dile getirme,
- İnsanlar arasındaki ilişkileri tanımlama,
- Sözel içerik hakkında bilgi verme,
- Güvenilir mesajlar sağlama,
- Kültüre göre biçimlenme,
- Çift anlamlılık,
- Belirsizlik, olarak incelememiz mümkündür. Sözsüz iletişimin (beden dilinin) bölümlerine gelince
- Yüz ve beden (jest ve mimikler),
- İkincil jest ve mimikler
- Esas jest ve mimikler
- Mekan kullanımı,
- Ses ile ilgili olgular,
- Bedensel temas,
- Araçlar’ı sıralayabiliriz. İkincil jest ve mimiklerinin çoğunluğu bedenin gereksinimleri olduğu için, toplumsal nitelikli olmayan bu tür hareketler, iletişim durumunda olunmadığında da ortaya çıkar. (Esneme, Hapşırma, Öksürme, kaşıma, uzun süre ayakta durunca bacakları oynatma vb.)
Gözleri yere dikmek, ayakların yerini değiştirmek, sürekli esnemek yapılan konuşma ile ilgili duygu ve düşünceleri yansıtır. Esas jest ve mimikleri inceleyecek olursak; Anlatım jest ve mimikleri; özellikle yüz ifadelerinde ortaya çıkan biyolojik ve psikolojik kökenli temel duyguları dile getiren hareketlerdir.(Mutluluk, korku, öfke, şaşkınlık, üzüntü ve tiksinti) Toplumsal jest ve mimikleri; toplumsal özelliklere bağlı olarak gerçekleşen jest ve mimiklerdir.(Yorgun olunmasına karşın misafire gösterilen güler yüz, selamlaşmak, işyerine üstü girince ayağa kalkmak, vb) Oyun gereği olan rol hareketleri ise; bir olayı anlatan şematik jestler ile bir işi ve mesleği yapanların işle ilgili ortak teknik ve kod jestleridir. Yüz ifadelerini, alını, kaşları, göz kapaklarını, gözleri, burunu, ağzı, dili, dudakları, çeneyi, deriyi, saçı ve sakalı kullanarak yaklaşık 250.000 ifadeyi çıkarmak mümkündür.
Duygusal ifadelerin aktarılmasında, kültürler arasında ortak yüz ifadelerinin olduğu saptanmıştır. Kişi hakkında biyografik bilgiler veren en belirgin ve en keskin anlamlar yüzümüzdedir. Bakar, güler, anlatırız; bazen de bakmaz, gülmez ama yine anlatırız. Bir yüzde yüzlerce anlam gizlidir. İnsanların genellikle duygu ve yüz ifadeleri birbirleri ile doğrudan ilişkilidir. Baş hareketi ile en çok kullanılan "Evet" anlamına gelen başın yukarıdan aşağıya hareketi ile "Hayır" anlamına gelen aşağıdan yukarıya veya sağdan sola hareketidir. Baş hareketleri ile karşımızdaki insanları cesaretlendirici, destekleyici veya reddedici mesajlar veririz.
Eller insanın kendini ifadesinde en duyarlı ve etkili organlarıdır. İnsan beyninin düşünüp hayal ettiğini, eller gerçekleştirir. Bir kişinin ellerini yatay bir şekilde hareket ettirmesi tartışmayı bitirme isteğini ortaya koymaktadır. Yine bir elin çenede durması sıkıntının giderek arttığını göstermektedir. Ellerin açılması, kişinin dünyayla ilişki kurmak için harekete hazır olduğunu; kapanması da, bu konudaki isteksizliğini gösterir. İnsanlar genelde ellerini iki şekilde kullanırlar. Avuç içinin açık olarak havaya bakması ve Avuç içinin yere dönük olması. Havayı hassas bir şekilde kavrama; anlatılan konuya hassasiyet kazandırmak ya da anlatılan konu ile ilgili gücünü gösterme olduğu gibi, havayı güçlü bir şekilde kavrama; bir konuda kararlılığı gösterme ve gerekirse en sert mücadeleye bile hazır olduğumuz anlamını taşır. İki elin makas gibi yana doğru açılması; şiddetli bir reddediş, elin yumruk olarak kullanılması ise; elle yapılan kışkırtıcı ve saldırganca bir jesttir. Parmağın havaya kalkması; konuşmaya otoriter bir hava veren ve kişinin ısrarcılığını gösterir. Avuç içinin yukarı bakması; kendini ortaya koyan ve dinleyicileri fikrine katılmaya davet eden bir jesttir. Avuç içinin aşağı bakması; gerginliği kontrol etmeyi amaçlayan soğukkanlı bir yaklaşımdır. İki elin avuç içlerinin karşıya bakması; kendisine yönelen sözlü tehdidi durdurmaya çalışan ve karşısındakine sınırlarını belirten jesttir. İki elin avuç içlerinin kişinin kendi göğsüne bakması; kişinin kendi göğsüne bakan elleri, karşısındaki veya fikri kucaklamak ve uyum içinde olmak isteğini yansıtır. İki elin avuç içinin birbirine bakar şekilde yanda olması; düşüncelerini karşısındaki kişiye ulaştırmayı amaçlayan yumuşak ve rahatlatıcı bir jesttir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder